Halkla İlişkiler ‘BİTTİ’ Demeden Bitmez :)

Daha önce yazmış olduğum ‘Anne Halkla İlişkilerse, Baba Reklamdır!’ blog yazımdan sonra keyifli dönüşler aldım. Bu sefer Halkla İlişkiler konusuna biraz daha akademik bakış açısıyla değinmek istedim.

Halkla ilişkiler kişi ya da kurumların hedef kitleleriyle sağlıklı ilişkiler kurmak amacıyla bir plan ve program kapsamında yürüttükleri iki yönlü süreç olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda halkla ilişkiler kurumların karşılıklı ilişki ve iletişim içinde oldukları hedef kitlelerinin beğenisini, anlayışını sempatisini ve desteğini almak ve bunu sürekli hale getirmek amacıyla yapmış olduğu süreklilik gösteren eylemlerdir. Halkla ilişkiler, hedef kitlesiyle belirli iletişim stratejileri ile bağlantı kurmakta ve bunu yaparken hedef kitlesinin kuruma karşı olan duygu ve düşüncelerini pekiştirmeyi, değiştirmeyi veya sürekli hale getirmeyi amaçlamaktadır.

Kamuoyuna güven vermesi, kamuoyunun beklentilerini ölçerek bu beklentiler doğrultusunda örgütün yeni stratejiler geliştirmesini sağlamak ve medya ile olumlu ilişkiler kurmak yine halkla ilişkilerin amaçları arasındadır. Tüm bunların yanı sıra halkla ilişkilerin diğer amaçları da şu şekilde sıralanabilir:

· Örgütü kamuoyuna tanıtma ve örgüt hakkında kamuoyunu bilinçlendirmek,

· Kamuoyu ile yönetim arasında güçlü ve olumlu iletişim kurmak,

· Kamuoyunun örgüt ile ilgili işlerini kolaylaştırmak ve kamuoyuna bu süreçte destek sağlamak,

· Sosyal sorumluluk duygusu oluşturmak ve örgütün toplum yararına faaliyetlerde bulunmasını sağlamak.

Halkla ilişkilerde kullanılan ortam ve araçları şu şekilde sıralamak mümkündür: Organizasyon Faaliyetleri, sosyal paylaşım ağları, web siteleri, dergi, gazete, toplantı, sergi, fuar, festival, yarışmalar, törenler.

Halkla ilişkiler uygulamaları dört aşamadan oluşmaktadır. (Bu aşamaların hepsinde dijital bazda düşünmeyi unutmayalım.) Bu aşamalar şunlardır:

· Araştırma,

· Planlama,

· Uygulama,

· Değerlendirme.